Her boyut varlıklarının bir algılaması, alış kapasitesi, enerjisi ve frekansı bulunmaktadır. Nitekim üçüncü boyutta bulunan bizlerinde bir algılaması, alış kapasitesi, enerji ve frekansı bulunmakta olup, bireysel olarak yaşam ortamlarına tahammül, takat, direnç ve uyum gösterebilmemiz ancak tecrit yasaları çerçevesinde mümkün olmaktadır. Çünkü yaşamın kendisi tekâmül üzerine kurul...muştur.
Yaşam denilen bu sistem, nizam ve düzende içinde yerinde saymak, ayak diretmek ve gerilemek yoktur. Bundan dolayı sürekli akış içinde olan hayatın değişim ve dönüşümüne direnen, önemsemeyen ve ayak direten insanların geride kalmalarının sonucu yabancılaşmaları, bunalımları ve intibak zorlukları bilinen bir gerçektir. Hayat hiçte kolay değildir. Ve her ne olursa olsun daima ileri atılım, uyum ve intibak içinde olmak elzemdir, zarurettir ve zorunluluktur. İleri atılım ve hamleler ise yeni enerjiler, yeni esaslar ve yeni kurallar demektir.
Bundan dolayı hayatın akışı içinde sürekli karşı karşıya kaldığımız yeni enerjileri, esasları ve düzenleri ancak sindirerek, anladıkça, bilgisine vardıkça kendimize mal etmemiz ilahi sistemin bizim hayrımıza ortaya koyduğu bir yasadır. Böylelikle yaşamda sarsılmadan, zarara uğramadan tekâmülde yolumuza devam edebilmemiz mümkün olmuş ve olmaktadır.
İlahi sistemin ezelde evrensel bir zorunluluk nedeni ile ortaya koyduğu hızlı evrim programından varlıkların kapasiteleri üzerinde maruz kalabileceği yüksek enerjilere karşı sarsılmamaları için tedriç yasası hükmünü sürdürmektedir. Böylelikle insanların hızlı evrim programları sonucu liyakatleri, kapasite ve bilinçleri üzerinde maruz kaldıkları enerjileri hazmedebilmeleri, anlayabilmeleri ve bilincine varabilmeleri zaman süreçlerine yayılmıştır.
Tekâmül olarak farklılıklar arz eden insanların topluca maruz kaldıkları yüksek enerjiler karşısında dağılmamaları, birlikte oluşturdukları toplumsal yaşamları devam ettirebilmeleri bu şekilde mümkün olabilmektedir.
Yaşam denilen bu sistem, nizam ve düzende içinde yerinde saymak, ayak diretmek ve gerilemek yoktur. Bundan dolayı sürekli akış içinde olan hayatın değişim ve dönüşümüne direnen, önemsemeyen ve ayak direten insanların geride kalmalarının sonucu yabancılaşmaları, bunalımları ve intibak zorlukları bilinen bir gerçektir. Hayat hiçte kolay değildir. Ve her ne olursa olsun daima ileri atılım, uyum ve intibak içinde olmak elzemdir, zarurettir ve zorunluluktur. İleri atılım ve hamleler ise yeni enerjiler, yeni esaslar ve yeni kurallar demektir.
Bundan dolayı hayatın akışı içinde sürekli karşı karşıya kaldığımız yeni enerjileri, esasları ve düzenleri ancak sindirerek, anladıkça, bilgisine vardıkça kendimize mal etmemiz ilahi sistemin bizim hayrımıza ortaya koyduğu bir yasadır. Böylelikle yaşamda sarsılmadan, zarara uğramadan tekâmülde yolumuza devam edebilmemiz mümkün olmuş ve olmaktadır.
İlahi sistemin ezelde evrensel bir zorunluluk nedeni ile ortaya koyduğu hızlı evrim programından varlıkların kapasiteleri üzerinde maruz kalabileceği yüksek enerjilere karşı sarsılmamaları için tedriç yasası hükmünü sürdürmektedir. Böylelikle insanların hızlı evrim programları sonucu liyakatleri, kapasite ve bilinçleri üzerinde maruz kaldıkları enerjileri hazmedebilmeleri, anlayabilmeleri ve bilincine varabilmeleri zaman süreçlerine yayılmıştır.
Tekâmül olarak farklılıklar arz eden insanların topluca maruz kaldıkları yüksek enerjiler karşısında dağılmamaları, birlikte oluşturdukları toplumsal yaşamları devam ettirebilmeleri bu şekilde mümkün olabilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder